ATOM

galatasaraylılar olarak ilk kez çirkin bir yenilginin ertesine uyanmadık. daha önce pek çok kez yaşadığımız bi durum. ancak bugünün diğer kötü günlerden bir farkı var. bir değişim beklentimiz yok. biz hep zor günlerde ‘yarın şu olur, düzeliriz’demiş bir taraftarız. genellikle de haklı çıkmışız ve durum düzelmiş. işte ne bileyim herkesten 4 yerken prandelli gider diye bekledik, tudor’la yenilirken fatih hocam gelir diye bekledik, deplasmanlarda sürekli anadolu takımlarına kaybederken fernando sakatlıktan döner diye bekledik, takım eksik devre arasına girerken sol bek alırız diye bekledik, hep kötü günlerde yeni bir beklentimiz oldu. ancak bugün bu yok. takımın 3 stoperi maicon-ahmet-serdar, tek forveti eren. biz neye umut besleyelim? fatih hoca geldiğinden beri forvet ve stoper isterken, denayer ve gomis gitti, stoper de forvet de alınmadı. yahu bu ikisi varken istiyordu zaten hoca bunları. takımın gerisini yağ gibi kurmuşken, fener çok kötü, beşiktaş iyi değilken, cl’de lokum kura çekm

 Birazcık uzun bir yazı olacak, genel olarak kronolojik biçimde yapacağım bu incelemeyi, yorum kadar bilgi de içerecek. Umarım sıkılmadan okursunuz.  Tudor, Karabükspor ile ligde çıktığı ilk maçta Türk Telekom Stadyumu'nda seyircisiz maçta hal ve hareketleriyle ilgi çekmiş, takımı da 1-0 mağlup olmasına rağmen çok iyi futbol oynamış, daha ligin ilk haftasında çabuk yorum yapmayı seven insanlara 'Karabük iyi hoca bulmuş' dedirtmişti.  Ligin 19. haftası geldiğinde ligde 10. olmasına rağmen iki hafta arayla evinde Galatasaray ve Beşiktaş'ı 2-1 mağlup edince birden Riekerink ile yolları ayıran Galatasaray'ın gündemine gelmişti. İç sahada ligde Karabükspor ile 3. sırada yer alan Tudor dış sahada 9 maçta 1 galibiyet 1 beraberlik 7 mağlubiyet ile 17.sırada yer alıyordu. Aslında bu deplasman performansı bir büyük takıma hoca olmaya aday biri için büyük bir engel olmalıydı. Ancak Beşiktaş'ı 2-1 yendikleri maçın devre arasında Barış Başdaş'a attığı fırça ile &